SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MUSAKAT (ŞİRB)

<< 1073 >>

باب: الرجل يكون له ممر أو شرب في حائط أو في نخل.

17. (BAŞKASINA AİT) BAHÇE VEYA HURMALIKTA GEÇME (MURÜR) VE SULAMA HAKKI

 

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (من باع نخلا بعد أن تؤبر فثمرتها للبائع). فللبائع الممر والسقي حتى يرفع، وكذلك رب العرية.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:  "Bir kimse, hurmaları aşıladıktan sonra ağaçlarını satarsa, meyveleri satıcıya ait olur. Satıcının, meyveleri toplayıncaya kadar, bahçeye girme ve ağaçları sulama hakkı vardır.  Ariyyede de mal sahibi aynı durumdadır."

 

أخبرنا عبد الله بن يوسف: حدثنا الليث: حدثني ابن شهاب، عن سالم بن عبد الله، عن أبيه رضي الله عنه قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (من ابتاع نخلا بعد أن تؤبر فثمرتها للبائع إلا أن يشترط المبتاع، ومن ابتاع عبدا وله مال فماله للذي باعه إلا أن يشترط المبتاع).وعن مالك، عن نافع، عن ابن عمر، عن عمر: في العبد.

 

[-2379-] Salim İbn Abdullah'ın naklettiğine göre babası şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken işittim: "Bir kimse, hurmaları aşıladıktan sonra ağaçlarını satarsa, müşteri ayrıca kendisine ait olmasını şart koşmadıkça, meyveleri satıcıya ait olur. Bir kimse köle sattığı zaman, müşteri şart koşmadıkça köleye ait olan mallar da satıcıya ait olur."

 

 

حدثنا محمد بن يوسف: حدثنا سفيان، عن يحيى بن سعيد، عن نافع، عن ابن عمر، عن زيد بن ثابت رضي الله عنهم قال: رخص النبي صلى الله عليه وسلم أن تباع العرايا بخرصها تمرا.

 

[-2380-] İbn Ömer'in, Zeyd İbn Sabit'ten naklettiğine göre, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ariyyelerin, ne kadar meyve vereceğini tahmin suretiyle satılmasına izin vermiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     Ariyye, bir kimsenin diğerine, bahçesindeki hurma ağacının (meyvelerini) hibe ettikten sonra, bahçesine girmesinden rahatsız olduğu için ona, kuru hurma vererek, daha önce hibe etmiş olduğu yaş hurmaları satın alması işlemidir. Bkz. Alım-Satım Bölümü, 84. konu.

 

 

حدثنا عبد الله بن محمد: حدثنا ابن عيينة، عن ابن جريج، عن عطاء: سمع جابر بن عبد الله رضي الله عنهما: نهى النبي صلى الله عليه وسلم عن المخابرة والمحاقلة، وعن المزابنة، وعن بيع الثمر حتى يبدو صلاحها، وأن لا تباع إلا بالدينار والدرهم إلا العرايا.

 

[-2381-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, muhabera, muhakale, müzabene yoluyla satışı ve kızarıp tatlanmadan önce meyvelerin satımını yasaklamıştır. Bunların, ancak dinar ya da dirhem karşılığında satılmasını emretmiştir. Fakat bu hükümden sadece ariyye satışı müstesnadır.

 

 

AÇIKLAMA:     Muhabera, tohumun, araziye emeğini verecek tarafça karşılandığı müzaraa akdidir.

Muhakale, ekinin, safi buğday karşılığında satılmasıdır.

 

 

حدثنا يحيى بن قزعة: أخبرنا مالك، عن داود بن حصين، عن أبي سفيان مولى أبي أحمد، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: رخص النبي صلى الله عليه وسلم في بيع العرايا بخرصها من التمر، فيما دون خمسة أوسق، أو في خمسة أوسق. شك داود في ذلك.

 

[-2382-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, beş veskten aşağı olmak şartıyla, tahmin yöntemiyle ariyye satışı yapılmasına izin vermiştir.

 

Ravi Davud, ifadenin, "beş veskte" şeklinde olabileceği konusunda şek (şüphe) etmiştir.

 

 

حدثنا زكرياء بن يحيى: أخبرنا أبو أسامة قال: أخبرني الوليد بن كثير قال: أخبرني بشير بن يسار، مولى بني حارثة، أن رافع بن خديج وسهل بن أبي حثمة حدثاه:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن المزابنة، بيع الثمر بالتمر، إلا أصحاب العرايا، فإنه أذن لهم.

قال أبو عبد الله: وقال ابن إسحاق: حدثني بشير، مثله.

 

[-2383 - 2384-] Rafi' İbn Hadlc ve Sehl İbn Ebi Hasme r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, müzabene satışını ve meyvenin kuru hurma karşılığında satılmasını yasaklamıştır. Ancak ariyye uygulamasında bulunanlara bu konuda izin vermiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir:  Ağacını satan kimsenin, belirli şartlarda, söz konusu bahçeye girme ve ağaçlarını sulama hakkı bulunduğunu ifade eden hadisin, bu başlık altında ele alınması ile, bir malda, birden çok hakkın bir arada bulunabileceğine dikkat çekilmek istenmiştir. Malı satın alan kişinin mülkiyet hakkı, diğerinin ise yararlanma (intifa') hakkı bulunmaktadır. Bu hak, satıcının, ağacın aslına sahip olmadığı halde meyvede hak sahibi olmasından neş'et etmektedir. Satıcı, böylece başkasının mülkiyetinde bulunan bir arazideki hurmaları toplama hakkına sahiptir. İşte ariyye satışındaki durum da böyledir.

 

İbn Dakıki’l-İyd şöyle demiştir: "Köleye ait malların satıcıya ait olduğuna hükmedilmiştir. Çünkü söz konusu mala kendisi efendisinin mülkiyetinde iken sahip olmuştur."

 

Bazı alimler de, "Efendi, mülkiyetine geçmek üzere kölesine bir şey verdiği zaman artık o mal kölenin olur" demişlerdir. Malik ve (eski görüşüne göre) Şafii bu görüştedir. Fakat efendi kölesine mal verdikten sonra satarsa, müşteri şart koşmadığı sürece mal efendiye geri döner.

 

Ebu Hanife ve (yeni görüşüne göre) Şafii şöyle demiştir: Köle hiçbir şekilde bir mülke sahip olamaz. Bir malın köleye ait olduğunu söylemek sadece onun faydalanması için tahsis edildiğini ifade eder. Nitekim eğer’in at’a ait olması da böyledir.

 

Bu hadisten anlaşıldığına göre, bir kimse kölesini sattığı zaman, müşteri köleye ait olan malların da kendisine ait olmasını şart koşarsa satım akdi sahih olur. Fakat söz konusu malın, riba gerçekleşen mallardan olmaması şarttır. Çünkü dirhemleri bulunan bir kölenin, dirhem karşılığında satılması caiz değildir. Şafii bu görüştedir. Malik'e göre böyle bir işlem yasak değildir. Çünkü hadiste, herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Diğer yandan satım akdinin konusu sadece köledir. Kölenin yanında bulunan dirhem akdin konusuna girmez.

 

Malın elbise olması durumunda alimler ihtilaf etmiştir. Sağlam olan görüşe göre elbise de mal ile aynı hükümdedir. Bir görüşe göre bu durumda örfe göre hareket edilir. Bir görüşe göre ise, sadece av ret yerlerini örten elbiseler akdin konusuna girer.

 

Yukarıdaki hadise göre, akdin muktezasına (gereklerine) aykırı olmayan şartlar caizdir.